Akciğer Kanseri

Nedir?

Akciğer kanseri, akciğer hücrelerinde kontrolsüz büyüme ile karakterize bir kanser türüdür. Sigara içimi gibi faktörlerle ilişkilidir. Teşhis ve tedavi genellikle tür, evre ve hastanın genel sağlığına bağlı olarak belirlenir.

Sebepleri Nedir?

  1. Sigara İçimi: En önemli risk faktörüdür. Sigara içenlerin akciğer kanserine yakalanma riski, içmeyenlere göre çok daha yüksektir. Pasif içicilik (sigara dumanına maruz kalma) da riski artırabilir.
  2. Hava Kirliliği: Uzun süreli hava kirliliğine maruz kalmak, özellikle zararlı partiküllerin solunması, akciğer kanseri riskini artırabilir.
  3. Radyasyon Maruziyeti: Özellikle radyoterapi veya radyoaktif maddelere maruz kalmak, akciğer kanseri riskini artırabilir.
  4. Genetik Faktörler: Aile öyküsünde akciğer kanseri olan bireylerde genetik faktörlerin rolü olabilir.
  5. Mesleki Maruziyet: Bazı meslek gruplarında çalışanlar, asbest, arsenik, nikel, kromat, radon ve polisiklik aromatik hidrokarbonlar gibi kanserojen maddelere maruz kaldıkları için daha yüksek risk altında olabilir.
  6. Çeşitli Hastalıklar: Kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH), akciğer fibrozu gibi kronik akciğer hastalıkları da akciğer kanseri riskini artırabilir.

Bu faktörler, akciğer kanserinin gelişiminde etkileşim içinde olabilir ve bireyin genel sağlığı, yaş, cinsiyet gibi faktörlere bağlı olarak risk seviyeleri değişebilir. Sigara içiminin önlenmesi ve diğer risk faktörlerinin kontrol edilmesi, akciğer kanseri riskini azaltmada önemli bir rol oynar.

Türleri Nelerdir?

Akciğer kanseri genellikle iki ana türe ayrılır: Küçük Hücreli Akciğer Kanseri (SCLC) ve Büyük Hücreli Akciğer Kanseri (NSCLC). Bu türlerin altında ise farklı alt tipler bulunabilir.

  1. Küçük Hücreli Akciğer Kanseri (SCLC):
    • Genellikle hızlı büyür ve genellikle diğer organlara hızla yayılır.
    • Sigara içenler arasında daha yaygındır.
    • Diğer türlerden farklı bir hücre yapısına sahiptir.
    • Genellikle lenf bezleri ve uzak organlara metastaz yapma eğilimindedir.
  2. Büyük Hücreli Akciğer Kanseri (NSCLC):
    • Daha yavaş büyüyebilir ve genellikle daha büyük tümörler oluşturabilir.
    • Üç alt tipi vardır:
      • Adenokarsinom: Genellikle periferik akciğer dokusunda başlar ve sigara içmeyenlerde de görülebilir.
      • Skuamöz Hücreli Karsinom: Genellikle merkezi bronşlarda başlar ve sıklıkla sigara içenlerde görülür.
      • Büyük Hücreli Karsinom: Diğer iki NSCLC türünün dışında kalan geniş bir kategori.

Bu türlerin her biri farklı hücre yapılarına ve büyüme özelliklerine sahiptir. Tedavi seçenekleri, tür, evre ve hastanın genel sağlık durumuna bağlı olarak belirlenir. Akciğer kanseri tedavisi genellikle cerrahi müdahale, radyoterapi, kemoterapi ve hedefe yönelik tedavileri içerebilir.

Belirtileri Nedir?

Akciğer kanseri belirtileri, genellikle hastalığın ilerlemiş aşamalarında ortaya çıkar ve erken evrelerde belirgin olmayabilir. Belirtiler genellikle tür, evre ve tümörün yerine bağlı olarak değişebilir. Akciğer kanserinin bazı yaygın belirtileri şunlar olabilir:

  1. Nefes Darlığı: Nefes almada güçlük çekme veya hızlı nefes alma.
  2. Öksürük: Kronik, kanlı veya balgam içeren öksürük.
  3. Göğüs Ağrısı: Göğüs bölgesinde ağrı veya rahatsızlık.
  4. Ses Değişiklikleri: Kronik öksürük veya ses kısıklığı.
  5. Hırıltı: Nefes alırken veya öksürürken hırıltı sesi.
  6. Kan Tükürme: Öksürük sırasında veya balgamda kan görülmesi.
  7. Yorgunluk ve Zayıflık: Genel halsizlik, enerji kaybı ve kilo kaybı.
  8. İştah Kaybı: Açlık hissi eksikliği veya iştah kaybı.
  9. Sürekli Enfeksiyonlar: Tekrarlayan akciğer enfeksiyonları veya bronşit.
  10. Ellerde ve Ayaklarda Şişme: Akciğer kanseri, vücutta sıvı birikimine neden olabilir.

Bu belirtiler genellikle diğer sağlık sorunları ile ilişkilendirilebileceğinden, özellikle kronikleşen veya belirginleşen belirtiler varsa, derhal bir sağlık profesyoneli ile görüşmek önemlidir. Unutulmamalıdır ki, belirtiler kişiden kişiye farklılık gösterebilir ve belirtiler akciğer kanserinin başka sağlık sorunlarına da benzer olabilir. Erken teşhis ve tedavi, tedavi başarısını artırabilir, bu nedenle risk faktörlerine maruz kalan bireylerin düzenli sağlık kontrolünden geçmeleri önemlidir.

Teşhisi Nedir?

  1. Görüntüleme Testleri:
    • Bilgisayarlı Tomografi (BT) Taraması: Akciğerdeki anormal kitleleri ve tümörleri daha ayrıntılı görmek için kullanılır.
    • Röntgen Çekimi: Akciğerlerdeki anormallikleri tespit etmek için kullanılır.
  2. Biyopsi:
    • İğne Biyopsisi: Bir iğne kullanılarak akciğer dokusundan örnek alınır.
    • Bronkoskopi: Bir ince tüp (bronkoskop) kullanılarak akciğerlerin içine bakılır ve örnek alınır.
    • Torasentez: Akciğer zarındaki sıvıdan örnek alınır.
    • Mediastinoskopi: Göğüs boşluğunun ortasındaki lenf bezlerinden örnek alınır.
  3. Kan Testleri:
    • Tümör belirteçleri veya diğer kan testleri, akciğer kanseri varlığını belirlemede yardımcı olabilir.
  4. Patolojik Değerlendirme:
    • Biyopsi örnekleri mikroskop altında incelenir ve kanser hücreleri türü belirlenir.
  5. Evreleme ve Yayılma Değerlendirmesi:
    • İlerlemiş vakalarda, hastalığın evresini belirlemek için PET (pozitron emisyon tomografisi) taramaları veya başka görüntüleme testleri yapılabilir.

Teşhis süreci, genellikle bir onkolog (kanser uzmanı) veya göğüs cerrahı tarafından yönetilir. Tanı konulduktan sonra, tedavi planı belirlenir ve hastanın durumuna, türüne ve evresine bağlı olarak cerrahi, radyoterapi, kemoterapi veya hedefe yönelik tedaviler gibi çeşitli seçenekler arasından bir veya daha fazlasını içerebilir.

Tedavisi Nedir?

  1. Cerrahi Müdahale:
    • Erken evre NSCLC ve bazı SCLC vakalarında tümörü çıkarmak amacıyla cerrahi müdahale yapılabilir.
    • Akciğer rezeksiyonu (lobektomi, segmentektomi veya wedge rezeksiyon) gibi prosedürler uygulanabilir.
  2. Radyoterapi:
    • Yüksek enerjili ışınlar kullanılarak kanser hücrelerinin yok edilmesini sağlar.
    • Cerrahi öncesi veya sonrası radyoterapi, metastatik durumlarda veya radyoaktif tohumlar kullanılarak uygulanabilir.
  3. Kemoterapi:
    • Kanser hücrelerini öldürmek veya büyümelerini durdurmak için ilaç kullanımını içerir.
    • Sıklıkla cerrahi öncesi veya sonrası, radyoterapi ile birlikte veya metastatik durumlarda kullanılır.
  4. Hedefe Yönelik Tedaviler:
    • Belirli genetik özelliklere sahip tümörleri hedef alarak çalışan ilaçlar kullanılır.
    • Epidermal büyüme faktörü reseptörü (EGFR) inhibitörleri, anaplastik lenfoma kinaz (ALK) inhibitörleri gibi örnekler bulunur.
  5. İmmünoterapi:
    • Bağışıklık sistemini güçlendirmek amacıyla kullanılır.
    • Programlı hücre ölümü proteinleri (PD-1 veya PD-L1) ile etkileşimi engelleyen ilaçlar içerir.

Tedavi planı, genellikle multidisipliner bir ekip tarafından belirlenir ve hastanın bireysel durumuna göre özelleştirilir. Erken evrelerde tespit edilen akciğer kanserinde tedavi şansları daha yüksektir, bu nedenle düzenli sağlık kontrolleri ve risk faktörlerinin kontrolü önemlidir. Tedavi sonrası, hastalar genellikle düzenli takip ve kontrol için doktorlarıyla iletişim halinde olmalıdır.

Evreleri Nedir?

Akciğer kanserinin evreleri, hastalığın ne kadar ilerlediğini ve vücut içinde nasıl yayıldığını belirlemek için kullanılır. Evreleme, tedavi seçeneklerini belirlemede ve prognozu tahmin etmede yardımcı olur. Genellikle evreleme, I'den IV'e kadar olan aşamalarda gerçekleşir.

  1. Evre I (1. Evre):
    • Kanser sadece akciğerde ve sınırlı bir bölgede bulunur.
    • İlgili lenf düğümleri genellikle etkilenmez.
  2. Evre II (2. Evre):
    • Kanser, akciğerde daha büyük bir alanı veya komşu dokuları etkileyebilir.
    • Bazı durumlarda, yakındaki lenf düğümleri de etkilenebilir.
  3. Evre III (3. Evre):
    • Kanser, akciğer dışındaki bölgeye yayılabilir, örneğin göğüs duvarına veya lenf düğümlerine.
    • Lenf düğümleri genellikle etkilenebilir.
  4. Evre IV (4. Evre):
    • Kanser, akciğer dışındaki organlara veya uzak bölgelere (metastaz) yayılmıştır.
    • Metastaz genellikle kemikler, karaciğer, beyin veya diğer organları içerebilir.

Evreleme, genellikle görüntüleme testleri (BT, PET taramaları), biyopsi sonuçları ve diğer klinik değerlendirmelerle belirlenir. Her evre kendi içinde alt kategorilere ayrılabilir. Örneğin, Evre III, A, B veya C alt evreleri olabilir, ve bu alt evreler tedavi seçeneklerini ve prognozu daha fazla detaylandırmaya yardımcı olabilir. Akciğer kanseri evreleme sistemi genellikle TNM (tümör boyutu, lenf düğümleri ve metastaz) sistemi kullanılarak yapılmaktadır.

Ameliyat Yöntemleri Nelerdir?

  1. Lobektomi:
    • Bir akciğer lobunu çıkarmak amacıyla yapılan bir cerrahi prosedürdür.
    • En sık uygulanan lobektomi türü, alt ve üst akciğer loblarını içeren üst lobektomidir.
  2. Segmentektomi:
    • Küçük tümörleri çıkarmak veya hasar görmüş bir akciğer bölgesini kurtarmak için kullanılır.
    • Lobektomiye göre daha az dokuyu çıkarmaktadır.
  3. Wedge Rezeksiyon (Kelepçe Rezeksiyonu):
    • Küçük tümörleri veya periferik akciğer lezyonlarını çıkarmak için kullanılır.
    • Lobektomi veya segmentektomiye kıyasla daha az dokuyu içerir.
  4. Pnömonerektomi:
    • Bir akciğerin tamamen çıkarılması anlamına gelir.
    • Genellikle büyük tümörler veya akciğerin tamamını etkileyen durumlarda uygulanır.
  5. Video Yardımlı Torakoskopik Cerrahi (VATS):
    • Endoskopik bir kamera ve özel cerrahi aletler kullanılarak küçük kesilerden yapılan minimal invaziv bir cerrahi yöntemdir.
    • Lobektomi, segmentektomi veya wedge rezeksiyon gibi prosedürler uygulanabilir.
  6. Robotik Cerrahi:
    • Robot yardımıyla gerçekleştirilen bir minimal invaziv cerrahi yöntemdir.
    • VATS benzeri prosedürleri gerçekleştirmek için robotik cerrahi sistemleri kullanılır.

Ameliyat yöntemi, hastanın genel sağlık durumuna, tümörün büyüklüğüne ve konumuna, evreleme sonuçlarına ve cerrahın deneyimine bağlı olarak belirlenir. Her hasta için en uygun ameliyat tipi, bir multidisipliner ekip tarafından değerlendirilir ve belirlenir.

Akciğer Kanserinde Tek Port VATS Yönteminin Faydaları

Tek Port Video Yardımlı Torakoskopik Cerrahi (VATS), akciğer kanseri ameliyatlarında kullanılan bir minimal invaziv cerrahi yöntemdir. Tek Port VATS yönteminin bazı faydaları şunlar olabilir:

  1. Daha Az Kesi:
    • Tek Port VATS, sadece bir kesiden erişim sağlar, bu da daha az doku hasarı ve daha az görsel etki anlamına gelir.
    • Geleneksel cerrahiye kıyasla daha küçük bir cerrahi alanı gerektirir.
  2. Daha Az Ağrı ve Rahatsızlık:
    • Minimal invaziv doğası nedeniyle, hastalar genellikle daha az ağrı ve rahatsızlık hisseder.
    • Postoperatif iyileşme süreci genellikle daha kısa olabilir.
  3. Daha Hızlı İyileşme:
    • Daha az doku hasarı ve minimal invaziv cerrahi, hastaların daha hızlı iyileşmesini sağlayabilir.
    • Hastalar, geleneksel cerrahiden daha kısa bir sürede normal günlük aktivitelerine dönebilirler.
  4. Daha Az Kan Kaybı:
    • Minimal invaziv cerrahi yöntemler genellikle daha az kan kaybı ile ilişkilidir.
    • Bu, hastanın cerrahi sırasında veya sonrasında daha az kan transfüzyonu ihtiyacı duymasını sağlayabilir.
  5. Daha İyi Kozmetik Sonuçlar:
    • Tek Port VATS, vücutta sadece bir kesiden yapıldığı için daha iyi kozmetik sonuçlar elde edilebilir.
    • Hastalar genellikle daha az belirgin yara izleri ile kalırlar.
  6. Benzer Onkolojik Sonuçlar:
    • Uygun hastalarda yapılan çalışmalar, minimal invaziv cerrahi yöntemlerin, geleneksel cerrahi ile benzer onkolojik sonuçları sağlayabileceğini göstermektedir.

Ancak, her hasta farklıdır ve hangi cerrahi yöntemin uygun olduğunu belirlemek için bir doktorun kapsamlı bir değerlendirme yapması önemlidir. Cerrahi seçenekler, hastanın genel sağlık durumu, tümör özellikleri ve cerrahın deneyimi göz önüne alınarak belirlenir.

Ameliyatın Riskleri Nelerdir?

Akciğer kanseri ameliyatının her cerrahi müdahale gibi belirli riskleri vardır. Ancak, bu riskler hastanın genel sağlık durumu, ameliyat tipi, evresi ve diğer faktörlere bağlı olarak değişebilir. İşte akciğer kanseri ameliyatının potansiyel riskleri:

  1. Genel Anestezi İle İlgili Riskler:
    • Genel anestezi, ameliyat sırasında hastanın bilincini kaybetmesini sağlar, ancak bazı kişilerde anesteziye bağlı komplikasyonlar ortaya çıkabilir, örneğin alerjik reaksiyonlar, solunum problemleri veya kan basıncı sorunları.
  2. Kan Kaybı:
    • Ameliyat sırasında veya sonrasında kan kaybı yaşanabilir. Bu durum genellikle cerrah tarafından kontrol altına alınır, ancak nadir durumlarda kan transfüzyonu gerekebilir.
  3. Enfeksiyon:
    • Herhangi bir cerrahi işlem, enfeksiyon riskini taşır. Ameliyat sonrası dönemde enfeksiyon gelişebilir ve bu durum antibiyotik tedavisi gerektirebilir.
  4. Solunum Problemleri:
    • Akciğer ameliyatı sonrasında solunum problemleri ortaya çıkabilir. Bu durum, ameliyat sonrası dönemde solunum egzersizleri yapılmasını veya solunum terapistinin yardımını gerektirebilir.
  5. Hava Sızıntısı (Hava Kaçağı):
    • Akciğerdeki dikiş yerlerinde veya akciğer zarında meydana gelebilen hava sızıntısı, ameliyat sonrasında oluşabilecek bir komplikasyondur.
  6. Pleural Effüzyon (Sıvı Birikimi):
    • Ameliyat sonrasında göğüs boşluğunda sıvı birikimi olabilir. Bu durum genellikle bir drenaj tüpü ile düzeltilir.
  7. Kalp Problemleri:
    • Ameliyat sırasında veya sonrasında kalp problemleri ortaya çıkabilir, özellikle kalp-damar sistemi hastalığı olan hastalarda.
  8. Tromboemboli (Pıhtı Oluşumu):
    • Ameliyat sonrasında pıhtı oluşumu riski vardır. Bu durum, kan damarlarında pıhtı oluşması ve bu pıhtının vücudun başka bir bölgesine hareket etmesi anlamına gelir.

Her hasta farklıdır ve ameliyat riskleri bireysel sağlık durumuna göre değerlendirilir. Cerrah ve hastanın doktoru, ameliyatın potansiyel faydaları ve riskleri hakkında detaylı bir şekilde konuşmalıdır.

Akciğer Kanseri Tedavisinde Kemoterapi

Akciğer kanseri tedavisinde kemoterapi, kanser hücrelerini öldürmek veya büyümelerini durdurmak amacıyla kullanılan bir sistemik tedavi yöntemidir. Kemoterapi, kanser hücrelerinin yayılmasını engelleyerek veya vücuttaki tümörleri küçülterek çalışır. İşte akciğer kanseri tedavisinde kemoterapinin bazı temel özellikleri:

  1. Kemoterapi İlaçları:
    • Akciğer kanseri tedavisinde kullanılan kemoterapi ilaçları, hızlı hücre bölünmesini hedef alarak çalışır.
    • Farklı ilaçlar veya ilaç kombinasyonları kullanılabilir, ve doktorunuz hastanın durumuna ve türüne bağlı olarak en uygun olanı seçecektir.
  2. Tedavi Süreci:
    • Kemoterapi genellikle belirli bir döngü içinde uygulanır. Belirli günlerde veya haftalarda ilaç alımı ve ardından belirli bir dinlenme süresi içerir.
    • Tedavi süreci, genellikle birkaç hafta veya ay sürebilir ve birkaç döngüden oluşabilir.
  3. Kombinasyon Tedavisi:
    • Birçok durumda, tek bir kemoterapi ilacı kullanılabilir, ancak bazen bir dizi ilacın kombinasyonu tercih edilir.
    • Kombinasyon tedavisi, farklı hücre hedeflerine saldırarak kanser hücrelerine daha etkili bir şekilde mücadele edebilir.
  4. Neoadjuvan ve Adjuvan Kemoterapi:
    • Neoadjuvan kemoterapi, cerrahi öncesinde tümörü küçültmek veya kontrol altına almak amacıyla uygulanan kemoterapi anlamına gelir.
    • Adjuvan kemoterapi, cerrahi sonrasında, özellikle kanserin lenf düğümlerine yayıldığı durumlarda uygulanır.
  5. Yan Etkiler:
    • Kemoterapi, hedef hücrelerin yanı sıra sağlıklı hücrelere de etki edebilir, bu nedenle bir dizi yan etkiye neden olabilir. Bunlar arasında saç dökülmesi, mide bulantısı, zayıflık, bağışıklık sistemi zayıflaması gibi durumlar yer alabilir.
  6. Onkoloğun Rolü:
    • Kemoterapi, genellikle bir onkolog (kanser uzmanı) tarafından yönetilir. Onkolog, hastanın genel sağlık durumu, türü, evresi ve diğer faktörleri dikkate alarak en uygun kemoterapi planını belirler.

Kemoterapi genellikle diğer tedavi modaliteleriyle (cerrahi, radyoterapi) birlikte veya tek başına kullanılabilir. Hastanın özel durumuna bağlı olarak, multidisipliner bir yaklaşım genellikle en etkili sonuçları sağlar.

Akciğer Kanseri İmmunoterapi

İmmünoterapi, akciğer kanseri gibi kanser türlerinin tedavisinde kullanılan bir tedavi yöntemidir. Bu tedavi, vücudun bağışıklık sistemini kullanarak kanser hücrelerini hedef almayı amaçlar. Akciğer kanserinde immünoterapinin bazı temel özellikleri şunlardır:

  1. PD-1 ve PD-L1 İnhibitörleri:
    • Programlanmış hücre ölüm proteinleri 1 (PD-1) ve onun ligandı (PD-L1) immünoterapide önemli rol oynar.
    • PD-1 ve PD-L1 inhibitörleri, bağışıklık sisteminin kanser hücrelerini tanımasını ve yok etmesini engelleyen inhibisyonu bloke ederek bağışıklık tepkisini güçlendirir.
  2. CTLA-4 İnhibitörleri:
    • Cytotoxic T-lymphocyte-associated protein 4 (CTLA-4) immünoterapi hedeflerinden biridir.
    • CTLA-4 inhibitörleri, bağışıklık sistemini kontrol eden bir proteinin etkileşimini engelleyerek bağışıklık sistemini uyarır.
  3. Kullanım Alanları:
    • İmmünoterapi, özellikle akciğer kanserinin bazı tiplerinde, özellikle küçük hücreli dışı akciğer kanserinde ve bazı durumlarda küçük hücreli akciğer kanserinde kullanılır.
    • PD-1 veya PD-L1 inhibitörleri genellikle birinci sıra tedavi veya ikinci sıra tedavi olarak kullanılabilir.
  4. Yan Etkiler:
    • İmmünoterapinin yan etkileri olabilir, ancak genellikle kemoterapinin yan etkilerinden farklıdır.
    • İmmünoterapinin yan etkileri arasında yorgunluk, cilt reaksiyonları, bağışıklık sistemi tepkileri (örneğin, tiroid problemleri), nadiren ise daha ciddi yan etkiler bulunabilir.
  5. Kişiselleştirilmiş Tedavi:
    • İmmünoterapi, hastanın tümör hücrelerinin belirli özelliklerine göre kişiselleştirilebilir. Bu nedenle, tümörün genetik profilinin belirlenmesi tedaviye yönelik daha spesifik bir yaklaşım sunabilir.
  6. Kombinasyon Tedaviler:
    • Bazı durumlarda immünoterapi, diğer kanser tedavi yöntemleri (örneğin, kemoterapi, radyoterapi) ile kombinlenebilir.
    • Kombinasyon tedavileri, farklı mekanizmaları hedefleyerek kanserle mücadelede daha etkili olabilir.

İmmünoterapi, özellikle ileri evre veya metastatik akciğer kanseri tedavisinde giderek daha fazla kullanılan bir seçenek haline gelmiştir. Ancak, her hasta farklı olduğu için tedavi kararı, bir onkolog tarafından hastanın özel durumu ve tümör karakteristikleri dikkate alınarak verilmelidir.

Işın Tedavisi – Radyoterapi

Radyoterapi, kanser hücrelerini kontrol altına almak veya yok etmek amacıyla yüksek enerjili ışınların kullanıldığı bir tedavi şeklidir. İşte radyoterapinin bazı temel özellikleri:

  1. Hedeflenmiş Tedavi:
    • Radyoterapi, özellikle kanser hücrelerini hedef alarak sağlıklı dokulara minimum zarar vermek amacıyla tasarlanmıştır.
    • Tedavi planı, tümörün konumu, büyüklüğü ve çevresindeki normal dokulara olan uzaklığı dikkate alınarak hazırlanır.
  2. İyonlaştırıcı Radyasyon Kullanımı:
    • Radyoterapi, genellikle yüksek enerjili fotonlar veya protonlar gibi iyonlaştırıcı radyasyon kullanır.
    • Bu radyasyon, kanser hücrelerini öldürerek veya büyümelerini kontrol altına alarak çalışır.
  3. Kuratif veya Palyatif Amaçlı Kullanım:
    • Radyoterapi, kanseri tamamen ortadan kaldırmak (kuratif) veya semptomları hafifletmek ve yaşam kalitesini artırmak (palyatif) için kullanılabilir.
    • Kuratif tedavide, tümör bölgesine odaklanarak kanser hücrelerini öldürmeyi amaçlar.
    • Palyatif tedavide, ağrı, tıkanıklık veya kanama gibi semptomları hafifletmeyi amaçlar.
  4. Doz ve Tedavi Süresi:
    • Radyoterapi dozu, tümörün tipi, büyüklüğü, konumu ve hastanın genel sağlık durumu dikkate alınarak belirlenir.
    • Tedavi süresi, genellikle birkaç hafta sürebilir ve haftada birkaç kez uygulanabilir.
  5. Yan Etkiler:
    • Radyoterapinin yan etkileri, tedavi alan bölgeye ve kullanılan doza bağlı olarak değişebilir.
    • Yaygın yan etkiler arasında yorgunluk, cilt tahrişi, mide bulantısı ve saç dökülmesi yer alabilir.
  6. Gelişmiş Teknoloji:
    • Günümüzde, gelişmiş radyoterapi teknolojileri kullanılarak daha hassas ve etkili tedavi sağlanabilir.
    • Yoğun modülasyonlu radyoterapi (IMRT), stereotaktik radyocerrahi (SRS) ve stereotaktik vücut radyoterapisi (SBRT) gibi teknikler, tümöre daha kesin bir şekilde odaklanmayı sağlar.
  7. Multidisipliner Yaklaşım:
    • Radyoterapi, genellikle bir multidisipliner ekibin bir parçası olarak uygulanır. Bu ekip, onkologlar, radyasyon onkologları, medikal fizikçiler ve radyoterapi teknisyenlerini içerebilir.

Radyoterapi, birçok kanser türü için etkili bir tedavi seçeneği olabilir ve çoğu zaman cerrahi veya kemoterapi ile birlikte kullanılır. Her hasta farklı olduğu için, radyoterapi planı hastanın bireysel durumuna göre özel olarak hazırlanmalıdır.

Randevu Alın

Bilgilerinizle randevu oluşturmak için başvurun. (Randevu için geri dönüş sağlanacaktır.)

YUKARI